Ay'dan 1960 ve 1970'lerde getirilen kaya örnekleri hala inceleniyor ve yeni keşifler yapılıyor. Bilim dünyasına çok güzel bilgiler getirdi o Ay örnekleri. Şimdi NASA ve ESA Mars'dan örnek getirmek istiyor, incelemek için. Jeologlara soruyor ne tür örnek toplayalım diye. Yazının gerisini okudum, projenin ayrıntısını anlayınca şaşırdım kaldım ve size aktarmaya karar verdim.
Fotoğrafı görünce bunu paylaşmam gerekir diye düşündüm, çünkü söz konusu bulutsuyu ben de çekmiştim. Renkler yapay, fotoğrafı Spitzer Uzay Teleskobu çekti. Kırmızıöte bölgede çeşitli dar bant filtrelerle alınan kareler o filtrelere belirli renkler atayarak istiflendi. Yani gözümüzün görmediği bölgede alınan bu karelere istediğiniz renkleri atayabilirsiniz.
21 Mart gecesi Yalova ve Mudanya'daki dostlar gökyüzünde tren vagonları gibi giden bir dizi uydu gördüler ve çok merak ettiler bu neyin nesi diye. İngiltere kökenli OneWeb şirketi de SpacaX firması gibi uydu ağı kurmak için harekete geçmişti ve bir seferde 34 uyduyu yörüngeye yerleştirmişti.
Çünkü güneşimiz bu güzel dünyamızın sadece yarısını aydınlatıyor. Nihayet devletimizin teşviki ile biliyorsunuz Anadolu'da çok büyük güneş tarlaları gerçekleştirildi. Bu tarlalar güneş enerjisinden elektrik üretiyorlar ve satıyorlar. Ne su istiyor, ne benzin, her şeyi güneş veriyor ama bu güneşli ülkemde de bu enerjiden yararlanmakta çok geciktik. Günün yarısında elektrik üreten tarlalar gece boş kalıyor, üretemiyor.
Bilim insanları da şaka yaparlar. Ülkemizde bizim şaka yapacak zamanımız kalmadı ama dünyada insanlar ne olursa olsun 1 Nisan şakası yaparlar. Üstelik buna bilim insanları da katkı sağlarlar. İki sene önce de Atılgan soyadlı arkadaşım beni kandırmıştı çektiği güneş fotoğrafı ile, çünkü korona deliği saptamıştı, meğer bir yerden alıp beni kandırmıştı.
Sanki bu dünyadan bıkmışlar gidecek yer arıyorlar diye düşünebilirsiniz ama onlar bir şekilde kendilerine ve insanlığa katkıda bulunmak isteyenler. Ara sıra konferanslarımda öğrenciler bana sorarlar, uzaya gitmek istiyor musunuz diye, ben deli değilim ne güzel yaşıyorum şu dünyada derim, uzayda yaşamanın zorluklarını siz bilmiyorsunuz diye yanıtlarım onları.
Uzay istasyonunda çalışan altı astronotun idrarının ne işe yaradığını biliyorduk. Arıtma cihazından geçirerek tekrar içilecek lezzetli bir su yapıyorlardı. Fakat artık 2024'den itibaren Ay'a gidilecek ve orada bir üs kurulacak. Bu üs dünyadan mı götürülecek?
Bilimsel konuşursak neden küre şeklinde diye ifade etmemiz gerekir. Uzağa gitmeyelim, dünyamızı ele alalım. Fizikte yoğunluk diye bir kavram var biliyorsunuz, bir cismin kütlesini hacime bölerseniz yoğunluğunu bulursunuz.
Bilim kurgu türü filmlerde uzayda uzun yolculuklar yapmak için insanları uyutarak gönderirler. Bu tam bir kış uykusu gibidir, uzun süre uyutulur. Örnek: Avatar, Yaratık (Aliens), Uzay Yolcuları (Passengers) ve 2001: Bir Uzay Macerası (2001: A Space Odyssey). Mars gibi komşu bir gezegene giderken bilim dünyasına bir yararı varmı sorusunun yanıtına bakacağız ve sonuçta var diyeceğiz.
Güneşimizden 25 Işık Yılı (IY) uzaklıkta, gökyüzünün Sirius, Canopus, Alfa Centauri ve Arcturus’tan sonra en parlak beşinci yıldızı. Kuzey yarıkürenin ise Arcturus’tan sonra ikinci parlak yıldızı. Çalgı (Lyra) takımyıldızının en parlak yıldızı, o nedenle Alfa Lyr olarakta bilinir. Denep ve Altair ile beraber oluşturduğu meşhur yaz üçgeninin de en parlağıdır.
Bu konuda bir yazı yazmışım daha önce (https://is.gd/mLIpYC) ama bu yeni bir çalışma olduğu için söz etmeliyim. Benim zamanımda güneş sisteminin tüm küçük gök cisimlerine "Küçük Gezegenler" (Minor Planets) denirdi. Zamanla bilim o denli ilerliyor ki onları da alt sınıflara bölmek gerekiyor. Biliyorsunuz Mars ile Jüpiter arasında kalan asteroid kuşağındaki gökcisimlerine Asteroid diyoruz, bir kısmı da yörüngesinden çıkarak dünyamıza yakın geçiyorlar.
