Gökbilim Yazılarım

29 Eylül 2011 tarihinde Uzun Yürüyüş (Long March) roketi ile uzaya kendi Uzay Laboratuarının ilk modülü olan Gök Sarayını (Tangong-1) yerleştirdi.

Ay'ın çevresinde görevine devam eden Ay Keşif Aracının (Lunar Reconnaissance Orbiter, LRO) üzerinde bulunan geniş alan kamerası ve lazer yükseklik ölçeri ile bugüne kadar bilinen ayırma gücü yüksek topoğrafik haritası elde edildi.

4.5 milyar yıl önce güneş sistemi oluşurken ekvator yöresindeki diskde yoğunlaşma başlamış ve bunlar önce küçük kayalar halinde toplanmış daha sonra da birleşerek gezegenleri oluşturmuşlardır.

Yörüngeleri Mars ile Jüpiter arasında olan yüzbinlerce asteroid (küçük gezegen) olduğunu biliriz. Fakat güneş sisteminin içinde de bu cisimlerden yüzbinlerce olmasa da bol miktarda vardır.

Geçtiğimiz Cumartesi günü ESO'nun merkezinde halk günü vardı. Bizim Ankara Üniversitesi Gözlemevinde olduğu gibi çocuklar anne ve babaları ile Almanya Münihte bulunan ESO Merkezine akın ettiler.

22 Eylül 2011 Perşembe günü akşamı tüm dünyanın duyduğu bir haber herkesin ilgisini çekti. Nötrinolar ışıktan daha hızlı yol alıyordu.

Gökbilim ve mitoloji, birbirinden ayrılmaz bir ikili oluşturur. Güneş sisteminin ikinci en yüksek dağını yazarken Rheasilvia adını araştırdığımda yeni bir öykü ile karşılaştım, sizlere yazmadan olmazdı.

Vesta asteroid kuşağında kütle olarak ikinci büyük çap olarak da üçüncü büyük bir asterod. NASA Şafak (Down) adlı uzay aracını bu gökcismine gönderdi ve onun çevresinde yörüngeye girdi.

Aslında bu bir bulutsu değil, bir yıldız ama ne yıldız!.. Bu tür yıldızlara gökbilimde hiperdev diyoruz.