NASA Kepler adlı bir uydu fırlattı ve çoğu henüz onaylanmayan 7 000'den fazla ötegezegen buldu. Yöntemi çok basitti, gezegen yıldızının önünden geçerken yıldızın ışığını kapatıyordu ve algılanan ışıkta binde 1-2 de olsa azalmayı farkediyordu.
Dört yıl boyunca sürekli aynı bölgedeki 150 000'den fazla yıldızı gözleyerek bu kadar ötegezegen keşfetti. Bu gözlem tekniğine geçiş yöntemi denir. Başka bir gözlem tekniği ile de gözlendiğinde bilim dünyasında o artık bir ötegezegen olarak onaylanır.
İki araştırmacı uzayda akıllı yaşamlar varsa ve bizim bu yöntemi kullanıyorlarsa dünyayı bulduklarında ne yaparlar sorusunun yanıtını aramışlar. Biz yaşam olabilecek bir ötegezen bulduğumuzda SETİ projesinde olduğu gibi hemen teleskobumuzu ona yönlendiriyor dinlemeye başlıyoruz, herhangibir sinyal alabilir miyiz diye. Onlar da öyle yapacaklardır sonucuna varıyorlar. Samanyolu içinde hangi bölgede bulunan yaşam dolu gezegenlerden bize sinyal gönderebilirler diye hesaplarını yapmışlar ve kulaklarımızı o yöne çevirmeyi öneriyorlar.
Kepler Uzay Teleskobu ancak çapı büyük olan ötegezegenleri keşfedebilmişti. Avrupa Uzay Ajansı (ESA) 2014 yılında kabul ettiği bir proje çerçevesinde PLATO isimli bir uzay teleskobunu 2024 yılında uzaya fırlatacak. Bu teleskopta bulunan algılayıcılar çok daha duyarlı olacak ve yer büyüklüğünde ötegezegenleri keşfedebilecek. Bazı projelerde ESA, NASA kadar kıvrak değil, ben daha iyisini daha mükemmelini yapayım derken rekabette geri kalıyor. Örneğin güneş sistemine en yakın ötegezegenleri bulmak üzere NASA'nın hazırladığı TESS (Transiting Exoplanet Survey Satellite) uzay teleskobu 2017 sonlarında veya 2018 yılında yörüngeye yerleştirilecek. Sevgilerimle...