Geçtiğimiz yıl hem ABD hem de Rus tarafı birer astronotunu uzun sürede uzayda bırakarak bu etkileri araştırmak istedi.
Rus kozmonot Mikhail Kornienko ne yapıyor bilmiyoruz ama NASA tarafından bu konuda bazı açıklamalar var. İki önemli faktör insan vücudunda önemli değişimlere neden oluyor. Bunlardan birincisi mikro çekimde yaşamak. O mikro çekimi yenen bir de merkezkaç kuvvet var, dolayısıyla astronotların vücuduna etki eden bir kuvvet yok. İkinci faktör de astronotlar çok yoğun kozmik ışına maruz kalıyorlar. Her iki faktör de vücudda molekül düzeyde değişimlere neden oluyor.
NASA’da ikiz astronot kardeşler var. Bir tanesi emekli olmuş, Mark Kelly. Diğeri Scott Kelly hala aktif olduğu için bu uzun görev için seçilmiş. Her ikisi de bir yıl boyunca doktor kontrolünde, biri yerde diğeri uzayda. Sanırım ikizler arasında çok benzerlik olduğu için birnde olan değişimi daha çabuk bulmak için bu astronotlar seçilmiş. Proje 27 Mart tarihinde Scott kelly ve Mikhail Kornienko’nun uzay istasyonuna ayak basması (pardon girmesi) ile başlamış.
Bu görevin süresi neden bir yıl sorusuna ilgililer altı aylık evden uzak kalmanın uzun bir seyahata benzetiyorlar, fakat bir yıl süre çok uzun ve değişimlerin bu sürede daha iyi ortaya çıkacağını düşünüyorlar. Bildiğiniz gibi Uzay İstasyonuna giden astronotlar sadece altı ay görev yaparak dönüyorlar. Bir Mars seyahati ise altı ayda değil daha uzun bir yolculuk gerektiriyor. Bu kadar uzun süre uzayda kalan astronotların ruh halleri, düşüce yapıları ve rüyaları değişmeye başlıyor. Bu durum ise astronotun ruhsal durumu ve molekül durumu arasında bir bağıntı olması gerektiğini ortaya koyuyor.
Şu anda astronotlar 6 ayı geçti, 8 aydır uzaydalar. Sürekli alınan veriler bu konuda onaylanmış 30 projeye verilmekte ve araştırmalar devam etmekte. Tüm bu çalışmaların ileride yapılacak üç yıllık Mars seyahatı için olduğunu unutmamız gerektiğini belirtmeliyim. Önümüdeki yıl bu araştırmaların sonuçları açıklanmaya başlar ve ben de sizlere aktarmaya çalışırım. Fotoğrafta Kelly kardeşleri görüyorsunuz. Sevgilerimle…