Bu asteroid sözcüğüne dilim alışmadığı için ben göktaşı diyeceğim. Her zaman sözünü ettiğim, yeryüzünde yüzlerce robotik teleskoptan biri olan Hawai’deki Pan-STARRS, 27 Ağustos günü uzayda büyük bir leke keşfetti.
Gökbilimciler bunun ne olduğunu anlamak için hemen Hubble Uzay teleskobunu ona çevirdiler ve 10 Eylül günü ilk görüntüyü aldılar. Cisim çok ilginçti.
PanSTARRS Gözlemevi
Bu bir göktaşıydı ve çevresinde 6 tane kuyruğu vardı. Kuyruk deyince hemen aklınıza kuyrukluyıldız gelmesin, onların da bazen 2-3 kuyrukları olur ama KY’ın çekirdeğinin bir yerinden çıkar. B u ise bir bisikletin tekerleğinin her yanından çıkan çamurlara benziyordu. O nedenle ilk keşfedildiğinde büyük bir leke gibi gözükmüştü, halbuki göktaşları fotoğraflarda sönük bir yıldız gibi gözükür.
Hubble ilk görüntüsünden 13 gün sonra yani 23 Eylül’de tekrar görüntüledi, ilginçti yine tüm kuyruklar duruyordu ama uzayda yer değiştirmişti. Demek ki göktaşı ekseni çevresinde dönüyordu. Bu cismin adı P/2013 P5 oldu. Bugüne dek böyle bir göktaşı görülmemişti, sadece tek kuyruğu olan göktaşları gözlenmişti ve onların da bir başka göktaşı ile çarpışarak uzaya attığı tozlar olduğu şeklinde yorumlanmıştı.
Elde edilen görüntüleri çalışan gökbilimciler, önce bu kuyrukların ne zaman oluştuğunu belirlediler. İlki 15 Nisan’da ortaya çıkmıştı, sonuncusu ise 4 Eylül’de. Peki bunun nedeni neydi sorsunu da şöyle bir model ile ortaya koydular. Güneş’in ışınım basıncı ile göktaşı dönme hızını artırmış, öyle ki yüzeyindeki parçaları tutacak çekim kuvveti merkezkaç kuvvetten daha küçük kaldığı için ekvatorundan büyük çapta taş-toprak ve tozu uzaya fırlatmış.
Zaman zaman dönme hızlandıkça kutbuna yakın enlemdeki tozlar ekvator bölgesine gelerek tekra uzaya fırlatıldığı ileri sürülmektedir. P/2013 P5’in kütlesinin küçük bir kesri olan 100 ila 1000 ton maddenin kaybedildiği hesaplanıyor. Bu acayip göktaşını gözlemeye devam ediyorlar, eğer bir püskürme daha meydana gelirse bunun dönme sonucu dağılma olduğu kesinleşecek.
Göktaşının yörüngesinden hangi göktaşı ailesinin üyesi olduğu biliniyor. Bu ailenin fertleri büyük bir asteroidin parçalanması sonucu meydana gelmiştir. Bu aileye ait yere düşen meteorların analizinden de bunlarda kaya yapısının hakim olduğu, KY’larda görülen buzun olmadığı bilinmekte çünkü kimyasal analiz sonucu bu parçaların çarpışma anında büyük sıcaklıklara maruz kaldığı anlaşılmıştır.
Gökbilimcilerin bir sözü vardır, evrende yeni bir şey keşfedersen bil ki ondan daha çok vardır. Bu nedenle benzer yapıya sahip göktaşlarının sayısının çok olacağı ileri sürülmüş ve yenilerini aramaya başlamışlar.