Yaşamımız boyunca biliriz ama ille de birinin onu gözümüze sokmasını bekleriz. Temel bilimlerde çalışanlar bunu çok iyi bilirler çünkü onlar bir tür üstüne çalışırlar. Söylemek istediğim küçük şeylerin sayısı büyüklerden her zaman fazladır.
Çevrenizdeki bitkilere ve hayvanlara bakın, küçüklerin sayısı her zaman fazladır. Bugün oturdum bunu bir matematik formülle gösteren var mı diye araştırdım, bulamadım. Çünkü tek bir formül ile göstermek sanırım imkansız, çünkü oranlar ne ile ilgileniyorsanız ona göre farklılık gösteriyor.
Gökbilim dünyasında bunun örnekleri çoktur. Bir bölgede kütlesi 10 güneş kütlesinden büyük bir yıldız varsa, kütlesi 0.5 güneş kütlesinden küçük kırmızı cücelerden 200 tane vardır. Güneşin çevresinde dolanan gök cisimlerine baktığınızda 4 büyük, 4 küçük gezegenin yanında milyonlarca asteroid var. Asteroidlere kendi içlerinde baktığınızda yine küçük olanların sayısı düşünemediğiniz oranda boldur, en azından göktaşlarını düşünün, aslında onlar da birer asteroid. Uzay çöplerine baktığımızda da aynı yapıyı görürüz.
İşin gücün yok bunlarlamı uğraşıyorsun diyebilirsiniz, evet dişsiz bir dede olarak evde oturup makale okurken, birden aydınlanıyorum. Son okuduğum makalelerin birinde Kara madde ve kara enerji kuramından yola çıkarak Samanyolu galaksisinin çevresinde uydu galaksi sayısının 100’den fazla olması gerektiği vurgulanmış. Gökbilimciler uzun süre 11 tane gözledikleri için bu konunun üzerine gitmişler harıl harıl uydu galaksi arıyorlar ve sorununun adını da koymuşlar “Kayıp Uydu Galaksi Sorunu”.
Uydu galaksilerin bir diğer adı da cüce galaksiler. Kütleleri Samanyoluna göre çok küçük olduğu için onun çevresinde bir yörünge hareketinde bulunurlar. Bunlar içinde en iyi bildiğimiz Büyük Magellan ve Küçük Magellan cüce galaksileri. Bulunduğumuz kuzey yarım küreden görülmeyen bu güzelleri görmek için biraz aşağıya inmek gerekir, onun içinde paramız yok. Bu kara madde ve kara enerji peşinde koşan bilimcilerin nasıl bir hesapla 100’den fazla cüce galaksi beklediklerini bilmiyorum. Sanırım Samanyolunu saran müthiş bir kara madde halosu var ve bunlar bir takım topaklanma sonucu bu küçük galaksileri oluşturuyorlar.
Daha önce yazdığım gibi uzun süre 11 tane uydu galaksimiz varken son yıllarda yapılan SLOAN, DSE ve GAIA gibi büyük ölçekli gökyüzü taramaları sonucu bilimciler sayıyı 55’e kadar çıkartmışlar. Sönük olanları göremeyeceklerini ve gelecek yıllarda yapılacak taramalar sonucu sayının hızla 100’ün üzerine çıkacağını tahmin ediyorlar. Fakat hala simülasyonlar sonucu beklenen ve gözlenen galaksilerin arasında fark olduğunu vurguluyorlar. O nedenle CDM (Cool Dark Matter) modeli ile değil de DDM (Decaying Dark Matter) modelini kullanmayı öneriyorlar. Sonuç, her zaman küçüklerin sayısı büyüklerden çok fazladır. Sevgilerimle…