Gökbilimcinin ağaç halkaları ile ne ilişkisi olabilir diye aklınıza soru takılabilir. 1970 yılların başında danışmanım Prof. Dr. Adnan Kıral çok ilginç bir hocaydı, tüm ansiklopedileri belleğinde taşırdı.
Herneyse onunla ilgili anılarım çok fazla ama bir gün derste bize bu halkaların güneşteki 11 yıllık çevrimle çok yakın ilgisi olduğunu, eğer etkinlik maksimum ise yani güneş yüzeyinde lekeler çok ise halka geniş olur, az ise ince olur dedi ve arkasından güneş lekeleri ile nelerin ilişkili olduğunu anlattı. Çok ilgimi çekmiştir, öğrencilerime bitirme tezlerinde bu konuda çalıştırma yaptırdım.
O nedenle ne zaman bir ağaç halkası görsem bunda gökbilim var diye incelerim. Geçtiğimiz hafta yine böyle bir makale ile karşılaştım, size onu da anlatacağım ama halkaların güneş etkinliği ile ilgisi var mı son zamanlarda yapılan çalışmaları okudum, sonuç negatif. Araştırmacılar belki vardır ama halkanın yapısı daha çok yağış, hava sıcaklığı gibi iklim ile ilgilidir diyorlar. Bir araştırmada hem Çekya'da hem de İtalya'da aynı yıllarda büyümüş iki ağacı inceliyorlar, sonuçlar birbirinin tam tersi. Benim gibi düz düşünceye sahip biriyseniz böyle bir ilişki yok dersiniz.
Okuduğum makalede halkalardaki radyokarbon (karbon-14) miktarına bakmışlar. Bu izotop evrenden gelen kozmik ışınların atmosfere girip etkileşmesi ile oluşuyor. Daha sonra oksijenle birleşip havada karbon dioksit olarak bulunuyor ve ağaçlar da bunu soğuruyor. Güneş etkinliği maksimum iken güneşin manyetik alanı tüm sistemi sarar, o zaman kozmik ışınlar yere ulaşamaz, leke etkinliği minimum iken kolayca yere ulaşır ve sözünü ettiğimiz bu karbon atomunu oluşturur.
İşin ilginç yanı ağaçlar karbon dioksiti alırlar ama havada normal karbon atomu (karbon-12) çok boldur. Onun içinden karbon-14 atomu aramak samanlıkta iğne aramak değil, iğnenin üstündeki tozu aramak gibi bir şeydir diyorlar. Yaklaşık olarak 1000 karbon atomundan bir tanesi bizim aradığımız. Biliyorsunuz bu karbon atomu ile organik madde içeren nesnelerin yaşını belirlemek için kullanılıyor ve arkeolojide çok kullanılan bir yöntemdir. Bunun miktarını saptamak bu denli zor olunca bugüne dek 7-8 halkanın içindeki karbon-14'ü ancak buluyorlarmış. Yeni bir alet ve yöntem ile her halkanın içindeki radyokarbon miktarını hesaplamaları mümkün olmuş.
Araştırmanın sonucu pozitif, gerçekten güneş leke sayısı ile tam uyumlu. Hatta bazı yıllarda normaldan çok fazla olduğu saptanmış ve bunların süpernovalar ile ilişkisi olup olmadığı tartışılıyor. Eğer doğru olursa galaksimizde her süpernova kalıntısının hızından onun yaşını saptayabiliyoruz ama hatası çok büyük oluyor. Bu yöntemle neredeyse 1-2 yıl hata ile bulunuyor. Örneğin bu zıplamalardan bir tanesi 1052 yılında ve 1054 süpernovası ile ilişkili mi tartışması devam ediyor. Araştırmacılar bunu yaparken yaşlı ağaçları kesmiyorlar, eski kilise ve evlerdeki ahşapları kullanıyorlar. 900 yılından 1930 yılına kadar her yıl bu değer bulunmuş. Bu durumda 4-5 bin yıl geriye gidebiliriz diyorlar.
Kıssadan hisse, son yazımda kavramlar ve görüşler değişiyor demiştim, 1970'lerde çok kesin olarak öğrendiğimiz bir konu teknoloji gelişip çok daha ayrıntılı incelendiğinde yanlış olduğunu görüyoruz, bilimin güzelliği zaten burada, yanlışlanabilir olması. Zamanında kitaplarda bir bölüm olarak yer alan bir konu, bugün tüm cazibesini yitirmiş durumda. Sonuç Adnan hocamın hiç kabahati yok, iyi ki de benim ilgimi çekmiş, bu konuda yapılan son çalışmalardan bilgi sahibi oldum. Bu arada ağaç bilimi adıyla bir bilim dalı varmış, sanırım orman fakültelerinde öğretiliyordur, zaman bulursam onu da öğrenmek isterim. Sevgilerimle...