Var mı sorusunun yanıtını açıklamaya çalışacağım, uzun bir yazı olacak gibi duruyor, kusura bakmayın. 2014 de yapılan bir çalışmada ortaya atıldı 9. Gezegen kavramı ama 2016'da yapılan bir çalışma ile çok ses getirdi. Bir çok büyük teleskop bu işe hasredildi ama sonuçta gökbilimciler bir şey bulamadılar. Gördüğünüz gibi bu bir 9. Gezegen öyküsü.

2016'da yayınlanan makalenin yazarlarından biri amerikalılar Plutoyu öldüren kişi derler çünkü Plutodan uzakta bol miktarda isim buldu, bir tanesi Pluto'dan da büyüktü. Herneyse konumuza dönelim. Pluto gezegenlikten atıldıktan sonra Güneşe Neptünden daha uzakta bulunan gök isimlerine Neptün Ötesi Cisimler (NÖC) adı verildi. (https://is.gd/mLIpYC) Bunların içinde tozlar, asteroidler, cüce gezegenler, kuyrukluyıldızlar var. Birinci şekilde bu gök cisimlerinin önemli olanlarını ve varsa uydularını görüyorsunuz, boyutlarını karşılaştırabilirsiniz.

NÖC'leri sayısını ben de unuttum ama yüzlerce var bunu aklınızdan çıkartmayın. 2016 da sanırım 13 tanesinin yörüngelerini büyük bir duyarlılık ile elde ettiler ve gördüler ki 6 tanesi bir çok yörünge parametresi bakımından birbirine çok benziyor. Yörünge parametreleri nelerdir ona girmeyeyim ama örneğin bir tanesini anlatayım. Bu 6 gök cisminin yörüngelerinin güneşe en yakın olduğu enberi noktaları bir bölgede kümelenmişti.

Böyle bir olayın gerçekleşme olasılığı çok düşüktü, gökbilimciler onu da hesapladılar, olma olasılığı %0.007 di. O zaman dinamik bir kaynak olmalıydı bunları benzer yörüngelere oturtan. İşte 9. Gezegen kavramı o nedenle ortaya atıldı. 10 dünya kütlesinde ve Güneş çevresinde 10 000 ile 20 000 yılda dolanan bir gezegen beklenen bu çekimsel etkiyi yapabilirdi.

Son yıllarda yapılan gözlemlerle bu 9. Gezegen bir türlü bulunamadı. Kütlesi büyük ve Uranüs büyüklüğünde böyle bir gezegen olsa gözlenme olasılığı yüksekti. İşte son zamanlarda ortaya atılan bir teori de bu 9. Gezegenin yoksa bir kara delik miydi? 10 dünya kütlesinde bir kara delik olsa olsa bir tenis topu büyüklüğünde olabilir. Biliyoruz ki kara delikleri büyük kütleli yıldızların evrimlerinin sonunda meydana gelirler ve bunların kütleleri bırakın dünya kütlesini güneş kütlesinin bir kaç katıdır.

Bu küçük kara delikleri ortaya atmak güzel fikir ama bunu ileri sürerken başka kanıtların olması gerektiği gibi bunların nasıl oluştuğunu da açıklamak gerekir, yoksa paralel evrenlere benzer. Şimdi bu iki konuyu açıklamaya çalışacağım yani ilave kanıtlar hakkında neler düşünülüyor ve bu küçücük kara deliklerin nasıl oluştuğu konusunda ileri sürülen iddialar.

Muhakkak duymuşunuzdur "çekimsel mercek" adlı bir kavram var. Bize gelen ışık kütleli bir hismin yanından geçerken bükülür, dolayısıyla o ışık kaynağını daha parlak görürüz. Yeni bir kavram da "mikro çekimsel mercek". Uzaktaki bir yıldızın çevresinde dulanan dev bir gezegen yıldızından gelen ışığı büktüğü saptandı, işte bu ikinci kavramın çıktığı gözlem de bu. Güneş sisteminde bulunan bu küçük kara delik bir asteroidi yutmadan önce onu iyice ısıtır ve sonra yutarken bir flaş patlaması gerekir. Bu tür flaşları gözlemek için yeni projeler yapmak gerekiyor.

Peki bu küçük kara delikler nasıl oluştu? İleri sürülen teoriye göre Büyük patlamanının ilk zamanlarında bol miktarda oluşan bu kara deliklere "İlkel Kara Delikler" adı veriliyor. Büyük Patlama meydana geldiğinde, kuantum dalgalanmalarının ve kuantum kütle çekiminin, günümüzde hala var olan katrilyonlarca İLD'leri oluşturacak kadar yoğun küçük alanlar yaptığını düşünüyorlar. Ben kuantum fiziği okumadım gerçekten böyle dalgalanmalar ve kütle çekim alanları var mı bilmiyorum. Bildiğim bir şey varsa bu teoriyi açıklamak için yeni teoriler ortaya atılacağıdır.

Sonuç; gökbilimin en güzel yanlarından biri de gözlenen bir olayı açıklamak için yeni modeller yapılır, daha sonra da o modelleri açıklamak için yeni teoriler ortaya atılır. Şimdi kara deliklerin her şeyi yuttuğuna inanan genç arkadaşlarıma lütfen korkmayın sizi bu İKD yutmayacak, belki de yoktur. Zamanla yapılan çeşitli gözlemler bu NÖC'lerin yörünge benzerliklerini farklı bir teori ile de açıklanabilir.