Gezegenimsi bulutsuların içinde önemli bir yeri olan Sarmal (Helix) bulutsuya 2003 yılında Hubble ile alınan fotoğrafında “Tanrının Gözü” adı verilmiştir. Aslında bu benzetimler sadece gök cisimlerini unutmamak açısından önemlidir. Geçen yıl bulunan bir bulutsuya da “Tanrının Eli” demişlerdi, daha neler göreceğiz kimbilir. Sanırım gökyüzünde olan her cismin tanrı ile ilişkilendirilmesinden kaynaklanıyor.
Gezegenimsi bulutsu ifadesine de takılmayalım, bundan 200-300 yıl önce teleskopla ilk bulunduklarında nokta kaynak olmayıp bir yüzey gösterdiği için o zamanlar gezegen sanılmıştır ama gezegenle hiçbir ilişkisi olmadığı anlaşılmıştır fakat adları öyle kalmıştır. Güneş kütlesinde bir yıldızın ölüm zamanı geldiğinde dengesini korumak için yeterli enerji üretemez, işte bu durumda çekirdek bölgesi içeri doğru çökerek sıcaklığını artırmaya çalışırken yıldız dış katmanlarını uzaya atar. Bu gazlar fotoğrafta halkanın tam ortasında görülen sönük yıldızdan atılmıştır ve kısa bir zaman sonra o yıldız bir beyaz cüce olarak yaşamına son verecektir.
Güneş sistemine 700 ışık yılı (IY) uzaklıktaki, Kova takımyıldızında bulunan bu bulutsunun son fotoğrafı bizim de içinde yer almak istediğimiz Avrupa Güney Gözlemevlerinin (ESO) son geliştirdiği VISTA teleskobu ile çekilmiştir. Bu teleskobun önemli iki özelliği her gece gökyüzünü kırmızıöte bölgede tarayaracak olması ve 67 Megapiksele sahip 16 ton ağırlığında kamerasıdır. Bulutsunun ana halkasının çapı 2 IY olup yıldızdan 4 IY uzaklığa kadar gazların atıldığını görebiliyoruz. Yıldızdan atılan gazlar uzaklaştıkça soğuyarak moleküler yapıya geçer hatta yoğunlaşarak toz olur. Bu gazın kendisini bize göstermesine neden de merkezde ölmekte olan yıldızın şiddetli moröte ışımasıdır. Bu moröte ışınları soğuran gaz, floresan etkisiyle tekrar yayınlar ve biz de bu büyük gaz kütlesini görürüz. Gözümüzün gördüğü bölgede alınan fotoğraflar ile kırmızıöte bölgede alınan fotoğraflar arasında da en önemli fark ikincisinde toz bulutlarını görebilmemizdir.