4.5 milyar yıl önce güneş sistemi oluşurken ekvator yöresindeki diskde yoğunlaşma başlamış ve bunlar önce küçük kayalar halinde toplanmış daha sonra da birleşerek gezegenleri oluşturmuşlardır.
Gezegenler oluşurken yaklaşık 3.9 milyar yıl önce bu kayaların gezegenlere çarparak buluşmaları sürecine bombardıman süreci denir. O zamanlar tüm gezegenlerin yüzeyleri Ay yüzeyi gibi delik deşikdi. Ama bugün dünyamıza bakıyoruz Ay yüzeyi gibi değil. Nedeni de bombardıman sürecinden kalan kraterler şu anda dahi Ay yüzeyinde var iken yeryüzündeki atmosferik olaylar, rüzgar, yağmur, tektonik olaylar var olan tüm kraterleri örtmüştür. Ay'da atmosfer olmadığı için yüzey yapısı hemen hemen aynı kalmıştır. Bazı bölgelerinde kraterler ise zamanında etkin olan yanardağlardan çıkan lavlar tarafından kapanmıştır, bu yeni yüzeylere genç yüzey yapısı denir.
Ay yüzeyinden belirli bir bölgeyi görüyorsunuz. Özellikle fotoğrafın sol tarafındaki krater yoğunluğuna dikkat ediniz.
Sağ tarafta ise daha genç bir yüzey kendisini göstermekte.
Bugün yaşayan ve farklı dinlere inanan bir çok insan nedense kıyameti bekliyor. Bunlara maalesef çanak tutan, bilimden hiç anlamayan, çoğu zaman bilimi dışlayan insanlar da var. Kıyamet nereden beklenir, tabii yine gökyüzünden. Marduk gibi büyük bir gezegen veya büyük bir asteroid yere çarparsa tüm insanlar yeryüzünden silinir, yani kıyamet kopmuş olur. Bir gök cisminin yere çarptığında ne kadar zarar vereceğini hesaplayan bilim insanları da var. Aşağıdaki çizelgede hangi büyüklükteki asteroid ne kadar zarar verir, yerde ne büyüklükte bir krater açar, çarptığında ne kadar enerji açığa çıkar bunları görüyorsunuz. Bu çizelgede en önemli veri de hangi büyüklükteki gökcismi yere hangi aralıklarla çarpacağını gösterir sütun.
Bu çizelge çok önemli, anlamak gerekiyor. Bilimsel bulgulara dayanarak hangi büyüklüteki bir gökcismi ne kadar zarar verebilir, ne büyüklükte bir krater açabilir ve bu tür bir çarpışma kaç yılda bir meyadana gelebilir. 400 m çapında yere yakın geçen 2005YU55 asteroidinin eğer çarparsa verebileceği zararı buradan kestirebilirsiniz.
Peki bilim insanları bu sonuçlara sadece tahmin ederek mi ulaşıyorlar. Tabii ki hayır. Şu anda yeryüzündeki tüm çarpma kraterlerini inceliyorlar, çarpmanın yaşını buluyorlar, kraterlerin çaplarını ölçüyorlar ve sonra bu çizelgeyi ortaya çıkarıyorlar. Bulunan 178 kraterlerin veri tabanına şu adresden ulaşabilirsiniz; http://www.passc.net/EarthImpactDatabase/Namesort.html
Yeryüzünde bulunan 178 çarpışma kraterinin yerlerini bir dünya haritası üzerinde görüyorsunuz. Türkiye'de hiç krater bulunamamış !!!
Yukarıdaki haritaya baktığınızda ilginç bir gözlemle karşılaşıyorsunuz. Ülkemizde hiç krater varlığı yok. Bu iki nedenden olabilir. Birincisi bu konuda çalışan gökbilimcimiz yok. İkinci neden jeolojik olabilir. Ülkemizde tarih içinde yüzey hızla yenilenmekte, dolayısıyla var olan kraterler yok olmuş olabilir. Geçen yıl Libya'da bir amatör astronom Google haritalarını dikkatli inceleyerek güzel bir krater bulmuştu. Biz de öğrencilerimize nasıl bulunacağını öğretsek sanırım belki bulabilirler. Yabancı iki bilim insanı Ağrı dağına çıktıklarında 2100 m yükseklikte bir krater görmüşler ve bunu bir makale olarak yayınlamışlardır. Çapı 60-70 m, derinliği 15 m olan bu krateri tam değil hiç incelenmediği için veri tabanına girememiş.
Ağrı dağında 2500 m yükseklikte bulunan bir çarpışma krateri. Bulan kişiler bunun volkanik kökenli olabileceğini de belirtiyorlar. Kapsamlı bir araştırma yapıldığında ancak anlaşılabilir. Tüm insanoğlunu yok edecek bir çarpma 100 milyonda bir meydana geliyor. Bu rakamın doğal olarak artı-eksi bir hatası var. Son büyük çarpma 65 milyon yıl önce dinazorları yok etmişti, o zaman yenisinin olması için önümüzde 35 milyon yıl var. Ama insanoğlu yerinde durmuyor sürekli teknolojisini geliştiriyor. ABD'de bu konuda çalışan bir grup bilim insanı, yörüngesi yer ile çakışacak bir asteroid olduğunda onu yörüngesinden nasıl çıkarabileceklerini uzun uzun tartıştılar ve en azında 5-6 yöntem buldular. Bir dahaki yazımda da bu yöntemlerden söz etmeye çalışacağım. Sonuç olarak kıyamet gökyüzünden gelmeyecek ne yaparsa yine insanoğlu yapar bunu hiç unutmayalım.
Kaali krateri. Estonya'nın Saarema adasında bir grup kraterin adıdır. 4000 yıl önce 20-80 ton ağırlığında bir meteor 10-20 km/s hızla düşerken 5-10 km yükseklikte parçalanıyor ve bu parçaların her biri yerde bir krater açıyor. En büyük parçanın açtığı kraterin çapı 110 m ve derinliği 22 m. Bu kraterin tabanında bugün Kaali gölü bulunmakta. Bu bombardıman sırasında meydana gelen çapları 12-40 m olan sekiz krater, büyük olan ile beraber bir kilometre kare içinde yer alıyor.