Başlığı okuyunca yazıyı sonuna kadar okudum. Sevgili dostum feylosof (eskiler böyle derdi) Mehmet Şılka İnan bugün paylaşmış yazıyı, size de öneririm, sonuna kadar okuyun. Yazıda tek bir sözcüğü değiştirdim, osmanlıcaydı türkçesini koydum. İyi okumalar. Sevgilerimle...
"Bilimsel bir bilgiyi edinmemiz çok farklı bir deneyimdir. Marketten alışveriş gibi değildir. Zamanı geçmiş bir et ve balık almadığınız sürece bu alışverişten zehirlenme tehlikesi yoktur.
Bilim edinmek öyle mi? Hemen zehirlenirsiniz.
Edindiğiniz bilgi sizi sarmalar ve düşüncelerinizi allak bullak yapar, o güne kadar edindiğiniz tüm tecrübelerin edinimlerini yerinden oynatır ve bir daha asla eski yerini bulamayacağı kadar uzaklara fırlatır size ait olduğunu zannettiğiniz eski düşüncelerinizi.
Ne kadar tehlikelidir bilim edinmek. Bilimsel bir bilginin öğrenilmesiyle yaşananlar tam bir açmazlığı sunar bize. Geldik ya ellisine, o kadar yıl... Bir yığın tecrübe ve edinilmiş önyargı ya da yalan yanlış bilgi.
Bir anda atağa kalkar beynin o karmaşıklığı içerisinde. Çeker kılıçları eski bilgiler, ön yargılar, artık ego saçıntıları hemen çullanırlar yeni olan bilimsel edinimin üzerine..
Çok kanlı geçer savaş. Eski bilgi eskiliğine güvenir burası benim yönetimimde sen kimsin edasıyla sallar kılıcını, diğer yandan ön yargı kalkanın arkasından ucu görünen kılıcı çoktan saplamaya hazırdır ve sorar, bu güne kadar onbinlerin bilgilerini mi yıkmaya geldin, diğer yandan bölük börçük adamına göre davranışlarda usta ego ise hep dik başlıdır ve inat temellerinin yıkılmasını reddercesine uzaklaştırmak ister yeni bilgiyi..
Ne ilginçtir, beyin zehirlenmiştir bir kere, cahillik çok kötü yara almıştır, geride kalan senelerdir değişime uğramamış fikirler zehrin etkisini çoktan hissetmişlerdir. Yapılacak şey yoktur aslında. Vücut bundan etkilenmez ama beyin zehrin etkisinden kurtulamaz. Gariptir bir süre sonra kalıp bilgileri alışkanlık edinmiş düşünce askerleri artık zehir farkını hissetmişler ve onu talep etmeye başlamışlardır. Cehalet kaleleri bilim düşünceleriyle top ateşine tutulmuş ve delik deşik olmuştur. Tam bir karma karışıklılıkdır yaşanan. Kan bile hızını değiştirmiş damarlarda daha hızlı gezmeye başlamıştır.
Hani marketten aldığımız et ve balık vardı ya işte eve getirdiğimizde, beğenmediğimiz veya kokusundan hoşlanmadığımızda yapacağımız şey bellidir. Gidip geri vermek ya da yok etmek.
Bilim edinmek böyle değil işte. Onu bir kez aldınız mı değiştiremezsiniz, geri veremezsiniz, o sizindir ve onu artık kullanmak zorundasınız...
Bu bilim bizi zehirliyor. Bu bilim zehirleriyle öldürüyor bizi..
Ne güzeldir bilimle zehirlenmek... "