Dün akşam hava açtı ve ben de sabah cümbüşünü bildiğim için ve çok çalışmam gerektiğinden sabaha kadar oturdum.
Daha sonra karanlıkta evimden 50 m uzaklıkta bulunan uçurumun kenarına giderek üçayağımı kurdum. Bir yandan da el fenerim sürekli açık çünkü çevrede tilki ve çakallar var. İlk fırsatta istediğim tüm güzelleri kareye sığdırdım. Poz süresini az vermişim hemen düzelttim 20 saniyeye çıkarttım ama Jüpiter Antalya'nın üstündeki bulutların arkasına girmişti. Beni tam yarım saat bekletti gül yüzünü göstermek için. Hemen yanımdaki ağacı da kareye alarak istediğim pozda fotoğraflar çektikten sonra eve geldiğimde saat 6 olmuştu. Herkes kalkarken ben yatıyordum.
q12`Fotoğrafta ismini yazdığım tüm yıldızlar Aslan takımyıldızının üyeleri. Burada yıldızlar bir orak şeklinde görülür. Orak aslında Aslan'ın başıdır. En parlak yıldızı Regulus, Mars'ın hemen altında yer alıyor. Aralarındaki uzaklık bugün ve yarın 1 derecenin altında, yani güzel bir buluşma. Biri yırtıcı hayvan, diğeri savaş tanrısı, acaba bizler gibi biraraya gelince kavga ederler mi? Venüs bir projektör gibi tüm gökyüzünü ve yeryüzünü aydınlatıyordu o saatlerde. Aşağıdan Jüpiter bulutların altından başını uzatıyor ve Antalya'nın ışık kirliliğinden kurtulmaya çalışıyordu. Hemen önümdeki GeyikBayırı yaylasında ışıklar azalmış, demek ki insanlar için yayla sezonu bitmiş, Antalya'ya dönmüşler aynı Saklıkent'de olduğu gibi. Sabahın erken saatlerinde dahi Antalya ışıl ışıl, bu ışık kirliliği birgün biter mi, kim bilir.
Ne kadar çok uyuyorsunuz, kalkın yarın bu güzelliği seyredin, göreceksiniz uykunuzu böldüğünüze değecek, benden söylemesi. Fotoğrafı PhotoShop'da biraz oynadıktan sonra sizlerle paylaşıyorum. Sevgilerimle...