Gökbilim Yazılarım

Geçen sene yine sonbaharda yazdığım yazının ilk parağrafı şöyleydi; “Sonbaharda en çok sevdiğim yolculuk Safranbolu-Bartın arasında geçer.

Bildiğiniz gibi belirli zamanlarda Pluto’nun yörüngesi Neptün yörüngesinin içinden geçer. İşte o zaman acaba bu iki büyük gökcismi çarpışır mı?

Meşhur atasözümüzü böyle değiştirdiğim için özür dilerim. Bu ifadeyi sanırım Ümit Fuat hocam kullanmıştı. Biraz yanlış tabii, bugüne kadar kim gitti ki biz kaldık.

Rusların dördüncü kadın kozmonotudur. 25 Eylül günü NASA astronotu Barry Wilmore ve rus astronot Alexander Samokutyaev ile beraber Uluslararsı Uzay İstasyonuna gittiler.

Yeşil renkteki güneşimiz ile ilgili konuyu sevdiniz ve çok güzel yorumlar yaparak sorular sordunuz. O nedenle ben de biraz daha bir göz doktoru gibi yazı yazmaya karar verdim. Ümit etmiştim ki doktor bir arkadaşım olayı daha iyi açıklar. Neyse hep doktordan söz etmemin nedeni şu; evet yeşil yıldız vardır ama sorun bizim gözümüzdedir.

Siz sarı renkte olduğunu biliyordunuz değil mi? Hayır aslında yeşildir. Peki neden biz o renkte görmüyoruz, açıklayalım.

İlişik fotoğrafta yazdığım nedenden dolayı olabilir mi? Büyük olasılıkla.

Biz işçilerimizi göz göre göre ölüme gönderirken NASA, Uluslararsı Uzay İstasyonunda (UUİ) bir yangın çıkarsa ne yapabiliriz diye uzun zamandır düşünüyor ve yeni deneyler yapıyor.

1609 yılında Galileo teleskobu gökyüzüne doğrulttu ve sayılamayacak keşifte bulundu. Güneş sistemindeki gök cisimlerini inceledi. Satürn'e sıra ancak 25 Temmuz 1610 tarihinde gelmişti.