M44 olarak da bilinen Arıkovanı çıplak gözle görüldüğünden eski zamanlarda da bilinirdi. O zamanlar buna Yemlik (Preasepe) demişler. Şimdi ise Arıkovanı (Beehive) diyorlar. Bugün olsa küresel kümeleri yemliğe benzetirlerdi, tabii teleskoptan bakmak koşuluyla.
Açık kümeler içinde güneşe en yakın olanlardan Arıkovanı Yengeç takımyıldızında bulunur. O nedenle İ.S. 2. yüzyılda yaşayan Batlamyus eşhur yapıtı Almagest'de ondan sözederken "Yengeç'in göğsünde bulutumsu bir kütle" der.
Saklıkent'den de çok rahat görülen bu açıkyıldız kümesi bizden 577 IY uzaklıktadır. Kümeler tek büyük bir buluttan oluştuğu için içindeki yıldızlar hemen hemen aynı yaştadır, Arıkovanındaki yıldızların yaşı da 600 milyon yöresindedir. 11 tane beyaz cüce saptanmış ki kümenin en kütleli yıldızları evrimleşmiş ve mezarlıkta yerlerini almışlar. Çekimsel olarak birbirine bağlı 1000 yıldızdan oluşur ki bu güneşe yakın olan açık kümeler içinde en fazla yıldız barındırandır.
Bu küme tarihin ilk anlarından itibaren bilindiği için ilginç mitolojik öyküsü vardır. İ.Ö. 260 yılında Tarsuslu Aratos bile onda "küçük bir sis" diye sözediyor. Yunanlı ve Romalılar ise iki eşşeğin yemlendiği yemlik olarak algılıyorlar. Kuzeydeki eşşek bugün Gamma Cancri olarak bildiğimiz "Asellus Borealis", güneydeki ise bugün 47 Delta Cancri olarak bildiğimiz "Asselius Australis" yıldızlarıdır. Dionysus ve Silenus adlı tanrlıar bu eşşeklere binerek Titanlara karşı savaşmışlar ve kazanmışlar, neden biliyor musunuz? Çünkü Titanlar eşşek ağırmasından çok korkarlarmış.
Böylece mitolojisini de öğrendikten sonra artık çektiğim fotoğrafaki bu güzel kümeye tekrar bakın ve eğer yazın Saklıkent'e gelirseniz bu "küçük bulutu" siz de görebilirsiniz. Sevgilerimle...