Arasındaki fark gittikçe açılıyor. Bu biraz da enflasyona benziyor, enflasyon yükseldikçe zenginler daha zenginleşiyor, fakirler ise daha fakirleşiyor. Uzayı ve onun zenginliklerini göz önüne aldığımızda gelecekte söz konusu fark daha da artacak. Uzay hukukunun kurucu belgesi olan 1967 Dış Uzay Antlaşması uzayın ¨tüm ülkelerin yararına ve çıkarları için¨ kullanılması gerektiğini söylüyor ama buna zengin ülkeler acaba ne kadar uyacak?
Uydulardan nasıl yararlanıyoruz bakalım; internet ve televizyonun çalışmasına yardımcı olur, küresel konumlandırma sistemin (GPS) merkezinde yer alır. Çağdaş hava tahmini yapmamıza olanak sağlar, bilimcilerin çevresel bozulmayı izlemelerine yardımcı olur ve yine çağdaş askeri teknolojide büyük rol oynarlar. Bu hizmetleri kullanan ama kendi uydularına sahip olmayan ülkeler, hizmeti sağlayan diğer ülkelere güvenmektedir.
Son yıllarda uydu teknolojisinin hızla ticaretleşmesi, uydularına küçülmesi ve maliyetlerin düşmesi sayesinde daha fazla ülke uzayın avantajlarından yararlanabiliyor. Lise ve üniversite öğrencileri küp uydular yapabiliyor ve bunları kilosu 3000 dolardan uzaya taşıyacak şirketler var. İşte bu tür uyduların yerleştirildiği alçak yörüngeler zamanla hızla dolmaktadır.
Yerden 35 800 km yükseklikte özel bir yörünge vardır, yer ile aynı hızda dönerler, o nedenle gökyüzünde hep aynı noktada kalır, örneğin bizim TürkSat uyduları gibi. Bu özel yörüngeye sadece 1800 tane uydu yerleştirebilinir. Şu anda 541’i aktif uydular tarafından işgal edilmiştir. Büyük pazarlara erişim sağlayan boş olan yerlerin çoğu için ülkeler ve şirketler tarafından talep edilmiş ve bu yörüngeleri dolduracak uydular monte ediliyor ve fırlatılmayı bekliyorlar. Çok yakın gelecekte boş yer kalmayacaktır.
Bu yörünge noktalarını dağıtan kurum Birleşmiş Milletler’in Uluslararası Telekomünikasyon Birliğidir. Siz talep edersiniz onlarda size verir, ücretsizdir. İlk gelene ilk hizmet esasına göre dağıtıyorlar. Bu tür yörüngelere yerleştirilen uyduların yaklaşık 15 yıl ömrü vardır, bunun sonuna geldiğinde o yörüngenin sahibi uyduyu. Yenisi ile değiştirir ve o noktadaki yörüngeye sahipliği devam eder. Çok yakın gelecekte o yörüngelerden birine bilimsel bir uydu yerleştirmek gerekirse yörünge sahibinden izin istemek veya ondan hizmet almak zorunda kalacak bilimciler.
Alçak dünya yörüngeleri 1600 km’ye kadar olan yörüngelerdir, bunlar yeri gözlemek için elverişli fakat tek iletişim uydusu veya TV uyduları için ideal değildir. Fakat yörüngede birbirleri ile haberleşebilen çok sayıda uydu yerleştirdiğinizde internet. Ve iletişim için çok kullanışlı yörüngelerdir. İşte şimdi SpaceX ve OneWeb gibi şirketler çok sayıda uydu yerleştiriyorlar. Sadece SpaceX 2500 uydu. Yerleştirdi ve hedefi en az 30 000 daha yerleştirecek. Bu iki firmanın arkasından benzer projeler yapan 3-4 firma daha var, onlarda bol miktarda uydu yerleştirecek.
Çok sayıda uydu ile internet hizmeti vermenin peşinde koşan şirketleri durduracak, engel olacak bir uzay hukuku maalesef yok. Peki bu kapitalizmin sonu ne olacak, unutmayalım Uluslararası Uzay İstasyonu da alçak yörüngede. Bilimciler Kessler etkisi olacağını ileri sürüyorlar. Alçak yörüngede uydu sayısı arttığında uyduların çarpışma olasılığı artacak, her çarpışma sonucu ortaya çıkan uzay çöpleri çalışan diğer uydulara çarparak onları da parçalayarak, sonunda birbirlerini yok edeceklerini ileri sürüyorlar. Alçak yörüngelerin bu şekilde kullanılması eşitsizliğin var olduğu bir alandır, belki gelecekte bu yörüngeleri uzay çöpleri ile dolduracaklar.
Asteroidler şaşırtıcı miktarda değerli mineral ve metal içerir. Bu yılın sonunda NASA 16 Psyche asteroidine bir uzay aracı gönderecek. Bu asteroid tam 10 katrilyon dolar ediyor. Gelecekte bu tür asteroidleri parçalayarak dünyaya taşıyan ülkelerin ekonomilerine büyük destek sağlarken, bu tür metalleri ihraç ederek yaşayan ülkelerin ekonomileri ise bozulacaktır.
Uzaydaki diğer önemli bir kaynak ise Helyum-3’dür. Çok yakın gelecekte füzyon reaksiyonu ile enerji üretileceği gerçektir. Bu reaksiyonun en önemli elemanın ise helyum-3 olacağı ileri sürülmektedir. Bu maden ise dünyamızda hemen hemen yok, fakat Ay’da bol miktarda var. Hem NASA. Hem de Rus ve Çin ortaklaşa Ay’da üs kurarak bu madeni nasıl çıkaracaklarını projelendiriyorlar. Bu madeni elde ederek enerji üreten ülkeler bu teknolojiyi diğer ülkelerle paylaşmazlarsa düşünülmeyen bir eşitsizliğe yol açabilir.
Şu anda uzaydaki büyük oyuncular kaynakları sömürmek için kendi kurallarını oluşturuyorlar. Yer yüzünde yaşayan insanlar için en iyisinin ne olduğuna odaklanmak yerine kim daha önce bu değerli kaynakları bir an önce ele geçirmeye çalışıyorlar. Tüm sorun var olan uluslararası uzay yasaları, uzaydaki kaynaklar için rekabet eden özel şirketler ve ulusların karmaşık ağını idare etmek için uygun değil. Uzaya erişim, çağdaş bir ulusun işleyişi için kritik öneme sahip. Gelecekte uzaya erişim daha önemli hale gelecektir. Sevgilerimle...