1006 yılında ortaya çıkan süpernovayı İbni Sina’nın da gözlediği gökbilim dünyasına bir makale ile duyuruldu. Bu haber geçtiğimiz günlerde basınımızda da yer aldı.
Haberin kaynağı neresi diye bakınca artık göremiyorsunuz. Kaynak gazetenin dış haber biriminden mi yoksa bir haber ajansından mı anlamak mümkün değil. Büyük olasılıkla ajans haber çünkü her site aynı cümleler ile haberi bize aktarıyor. Haber hemen ilgimi çekti ve özgün makaleyi buldum okudum.
Cornell üniversitesinden üç Alman bilim insanının çalışması sonucu bu bilgiye ulaşıldığı yazıyordu. Hiç ABD’ye gitmedim ama söz konusu üniversitenin ABD’de olduğunu biliyorum ve fizik bölümün altında değil, bağımsız bir astronomi bölümü var ve her zaman ses getirecek çalışmalar yapan bir üniversite. Makaleye baktım üç alman gerçekten, Frankfurt, Münih ve Jena kentlerinde çalışan üç gökbilimci, Cornell Üniversitesi ile ilişkileri yok.
Haberde kullandıkları süpernova kalıntısı ise Boğa takımyıldızındaki Yengeç bulutsusu (Crab nebula). 1054 yılında gözlenen bir süpernovanın kalıntısı ile SN 1006 kalıntısı arasında dünyalar kadar fark var. Haberin sonunda ilginç bir yumurtlama daha var, o da son görünen süpernovanın 18 Eylül 2006 tarihinde gözlendiğiydi. Yazıda sözünü ettiğimiz süpernova bizim gökadamızda yani Samanyolunda, 2006 yılında gözlenen ise bir başka gökada yer alıyor. Her yıl onlarca süpernova keşfediliyor başka gökadalarda ama haberi yazanın böyle şeylerden haberi yok tabi.
SN 1006 süpernovası o zamanlar Çin, Japon, Irak, Mısır ve Avrupa’da bilim adamlarınca kayıt altına alınmıştı. Benzer gözlemleri İbni Sina’nın da yapmış olması ve kuyruğu olmayan parlak yıldız diye tanımlaması bilim dünyasına bir katkıdır. Makalede sadece gözlendiği tarih hakkında verdiği bilginin yanlış olduğu vurgulanıyor. Bunun nedeni de gözlemi yaptıktan çok sonraları yazdığı Al-Şifa kitabında bu kayıtın bulunması. Sevgilerimle…