Hubble uzay teleskobunun çektiği görsel bölgedeki fotoğraf ile yine NASA'nın uzaydaki x-ışın teleskobu olan Chandra fotoğrafı burada birleştirilmiştir. X-ışın teleskopları çok az ışınla çalışsa da gökbilimcilere ilginç veriler sağlıyor.
Örneğin burada halkadaki dört pembe-kırmızı ışık noktaları Chandra'nın çektiği fotoğraftan gerisi Hubble'dan. Bu güzel gerdanlığın ortasındaki dev eliptik gökada arkasındaki bir kuazarın ışığını artırarak tam bir mercek görevi görüyor ve kuazarı bize halka şeklinde gösteriyor. Dolayısıyla gökbilimcilerin şimdi uzayda böyle doğal büyük teleskopları var diyebiliyoruz. İlk kez Einstein'ın önerdiği bu çekimsel merceklerden (doğal teleskoplar) artık elimizde bol miktarda var.
X-ışınları karadelik çevresinde dolanan ve onu besleyen milyonlarca derece sıcaklıktaki gaz ve tozun oluşturduğu yığılma diskinden gelir. İşte doğal teleskobun artırdığı bu x-ışın verisi üzerine çalışan gökbilimciler kuazarı besleyen karadeliğin çevresindeki yığılma diskinin olay ufkuna en yakın çapını ölçmeyi başarıyorlar. Bu ölçüm karadelik hakkında bize çok önemli bir bilgi veriyor. Çünkü bir karadeliğin iki önemli özelliği vardır, kütlesi ve dönme hızı. Gökbilimciler karadeliğin kütlesini ölçmek için çok farklı yöntemler bulmuş ama dönme hızını ölçmek çok zordur. İşte sözkonusu ölçüm bize karadeliğin dönme hızını veriyor.
Bizden 6.05 milyar IY uzaklıktaki kuazarda bulunan karadeliğin ölçülen dönme hızı ışık hızının yarısı kadar. Bu ise karadeliğin hızlı döndüğünü gösteriyor. Çevresindeki yiyecek (gaz ve toz bulutları) miktarı az ise karadelik yavaş dönerek bunları yığılma diskinden ham eder. Eğer bir gökada çarpışması sonucu çevresinde yiyecek miktarı çok ise karadelik hızlı döner. Sanki daha çok yemek için çaba harcıyormuş gibi...
Sonuçta bir süpernova patlaması sonucu değil bir çekimsel mercek etkisi ile yine güzel bir gerdanlık sahibi olduk. Güzeli seyretmek sevaptır demiş atalarımız, seyredin. Sevgilerimle...