Bugün bu konuda bir makale okudum ve sizinle bazı kısımlarını paylaşmak istedim. ABD’de bir zenginin büyük katkıları ile kurulan meşhur Keck teleskobunun yıllık masrafı 30.8 milyon dolar, yani bir gecede bu teleskop 53.7 bin dolar harcıyor. Hubble teleskobunun yerine yapılan James Webb teleskobunun uzaya gönderildiğinde maliyeti 8.8 milyar dolar olacakmış. Bu kadar çok para harcanan gökbilimin insanoğluna ne yararı oluyor?

Bu soru son zamanlarda Avrupa ülkelerinde çok sorulmaya başlandı, İngiltere, İspanya gibi ülkeler bir çok teleskobunu kapatarak bütçe kısıntısına gitti. Bu durumdan etkilenen Avrupalı gökbilimciler gökbilimin insanlığa nasıl yararlar sağladığını anlatmaya başladılar ve bu konuda çeşitli makaleler yayınlıyorlar.

Ben bu yararları tek tek yazmayacağım ama yine de bazı başlıklar vermeyi yeğliyorum. Örneğin sağlıkta kullanılan bir çok görüntü işleme yazılımları, havaalanlarında bagajlarda patlayıcı madde kontrolü yapan gaz kromatografı, ilk Kodak filmleri, bugün sadece akıllı telefonlarda değil çeşitli kameralarda kullanılan CCD teknolojisi gökbilim sayesinde kullanıma girmiştir.

En büyük yararı olarak da tüm insanların merakı olan evrende bizden başka yaşam var mı, evren nasıl oluştu, biz nereden geldik gibi insanlığın en büyük sorularının yanıtını arayan en önemli bilim dalıdır diyorlar. Bu nedenlerle Stephen Hawking’in yazdığı Zamanın Kısa Tarihi adlı yapıtı 10 milyon satmış ve Carl Sagan’ın Cosmoz dizisi tam 60 ülkede gösterilmiş.

Okuduğum makaleye yorum yazanların da ilginç saptamaları var. NASA’nın yıllık bütçesi, savunma bütçesinin sadece 10 günlük, sosyal sigortalar kurumunun 11 günlük kısmına eşitmiş. Daha da ileri gidip ABD askerlerinin Afganistan ve Irak’ta kullandığıklimalı çadırların maliyetine eşitmiş. Bir okuyucu ise insanlığa yararını boş verin, gökbilime gereksinmemiz var, o kendi içinde önemlidir diyor.

1997 yılında TÜBİTAK Ulusal Gözlemevi (TUG) açıldığında gururlanmıştık, çünkü o zaman kadar TÜBİTAK’ın para harcadığı en büyük projeydi, aklımda kaldığına göre 5 milyon dolar yöresindeydi. Açıldıktan 10 sene sonraya kadar sadece teleskopları ayakta tutmak ve gözlemle geçti. Daha sonra bir DPT projesi ile genç mühendisler alındı ve bunlar ileri kurumlarda eğitim görerek ülkelerine döndüler.

Bu mühendislerle artık TUG, teknolojik atılımlar da yapacaktı. Fakat projenin sonuna gelindiği için şimdi maaşları kesilecek ve TUG’dan ayrılacaklar, çünkü onların kadroları yok ve projeden maaş alıyorlardı. Bu bilimsel kurumun bütçesi acaba savunma bütçemizin binde kaçı? Anımsadığım kadar 8 mühendisin toplam maaşı ne kadar, gelecekte ülkeye katkıları ne kadar olacak?

Doğu Anadolu Gözlemevi (DAĞ) projesi bir DPT projesi ve bütçesi yaklaşık 50 milyon TL. Bu miktarı duyan bazı kişiler bilime bu kadar para yatırılır mı diye soruyorlar. Yukarıda verdiğim rakamlara bakılırsa Keck teleskobunun 200 günlük bakım ücreti daha fazla değil. DAĞ’ın bütçesi bunun 10 katı, 100 katı olması gerekir. 

Genç arkadaşlarım uzun süredir büyük bir uğraşta Avrupa Birliğinin Gökbilim kuruluşu olan ESO’ya (Avrupa Güney Gözlemevleri) girmek istiyorlar. Bu sayede ESO’nun teleskoplarını kullanabilecekler, o kurumun çeşitli olanaklarından yararlanmak istiyorlar. Bunun için Türkiye’nin bir ücret ödemesi gerekiyor, sanırım yılda 50 milyon Euro yöresinde. Bu para çok görüldü, sonuçta ne ESA ne de ESO üyesi olamadık. 

Bu miktarları kendi maaşımızla veya kazancımızla kıyasladığımızda gözümüze büyük gözüküyor, devlet bütçesinde o denli de büyük değil. Son zamanlarda onlarca projeyi gerçekleştiren Türkiye milyar dolardan aşağı konuşmuyor. Bir ülkede bilim ve sanat olmazsa o ülkenin ayağa kalkamayacağını bilmemiz gerekiyor. Bilime yatırılan paranın miktarını sorgulamak yanlıştır.