6.2
Uzay Çalışmalarında Temel İlkeler Uzay
çalışmaları uzay araçlarıyla yer atmosferinin dışından yapıldığı
için uygulamada bir dizi zorluklar vardır. Bu zorluklar belli ilkeler
uygulanarak aşılır. Öncelikle uzay aracını Yer atmosferinin dışına
belli bir yüksekliğe kadar çıkarmak gerekir. Bunun için kademeli
roketler kullanılır. Kalkışta roketin uzay aracına vereceği ivme,
9.8 m/sn2 olan yer çekimi ivmesinden çok daha büyük olması
gerekir. Kademeli roketler kullanıldıkça boşalan tanklar atılır
ve araç hafifler. Diğer taraftan araç yükseldikçe yer çekimi etkisi
de azaldığından ivmelenme kolaylaşır. Aracın atmosfer dışında
Yer çevresinde dolanacağı yörüngesine oturabilmesi için en az
8 km/s hıza ulaşması, Yeri terkedip gezegenler arası ortama çıkabilmesi
için bu hızın en az 10 km/s olması gerekir. İvmelenmenin üst sınırını
uzay aracının gövdesine ve içindeki âletlere zarar vermeden dayanabileceği
hız sınırı belirler. Ayrıca insanlı uçuşlarda, insanın, araç
içindeki konumuna göre katlanabileceği ivmenin yüzeyde yer çekimi
ivmesinin 8-10
katından fazla olmaması gerektiği anlaşılmıştır. Uzayda
sadece kütle çekimi etkisinde bulunan bir uzay aracının hareketi
17. yüzyıldan beri bilinen Kepler ve Newton yasaları ile bellidir.
Bir uzay aracını Yer yörüngesine oturtmak için gerekli minimum
hız, bu yasalara göre V2 (dairesel) = (g.R) dir. Burada R
Yer yarıçapı, g ise yüzey çekim ivmesidir. Yüzeye yatay fırlatış
7.9 km/sn lik hız ister (Ay'da 1.68 km/sn). Ancak dağlar, atmosfer,
vb. nedenlerle yatay dairesel fırlatış pratik değildir. Dolayısıyla
uzay aracı önce yerden belli bir yüksekliğe çıkartılmalıdır.
O zaman dairesel yörünge hızı, V2dairesel =
\F(g.R2,r) olur, burada r = R
+ (uydunun yerden yüksekliği) dir. Bu minimum hıza ek hızlar dairesel
yörüngeyi eliptik yörüngeye çevirir. Ek hız arttıkça yörüngenin
enöte noktası uzaklaşır, sonunda yörünge parabol olur, yani uydu
Yer'den kaçar. Bu kaçma hızı için, V2kaçma = 2.V2dairesel.
Eğer V>Vkaçma olursa yörünge hiperbol olur. Yer'e
dik olarak fırlatılan uydu istenilen yükseklikte yörünge hızına
yaklaştığında hareketi Yer yüzeyine paralel olacak şekilde yavaş
yavaş eğilir. Bu aşamada merkezkaç kuvveti yer çekimi kuvvetine
eşitlenmiş olur ve böylece araç Yer çevresinde dolanmaya başlar,
200 km yükseklikte yörünge hızı 8 km/sn komşuluğundadır. Bu
yükseklikte hava yoğunluğu çok düşük olduğu için, aerodinamik
yavaşlatma (sürtünme) çok küçüktür ve uydu uzun süre yörüngede
kalabilir. Araç yörüngeye oturtulurken Yer'in dönme hızından da
yararlanılmak istenirse, aracın hareket yönü doğu olarak seçilir.
Bu durumda tıpkı hızla giden bir trenden gidiş yönünde atılan
bir cismin hızının, trenin hızı ile atış hızının toplamına
eşit olduğu gibi; aracın yörünge hızı da yerin dönme hızı
(ekvatorda 0.46 km/sn) ile roket itmesinin verdiği hızın toplamına
eşit olur. Böylece Yer'in dönme hızından yararlanarak daha az enerji
harcanmış olur. Bu nedenle yapay uydu fırlatmaları hangi yükseklikten
olursa olsun doğuya doğru yapılır. Uydunun
Dünya çevresindeki yörünge dönemi 200 km yükseklikte 90 dakikadır.
Yer'den yükseklik arttıkça yörünge hızı azalır, dönem artar.
Örneğin; 1730 km de yörünge hızı 7.0 km /sn ve dönem 2 saattir.
35900 km de ise hız 3.1 km /sn ve dönem 24 saattir. Bu süre yerin
dönme süresine eşit olduğu için, yörüngesi ekvatora paralel olan
böyle bir uydu Yer'den "sabit" duruyormuş gibi gözükür.
Böyle "eş dönemli" uyduların iletişimde ve meteorolojide
özel değeri vardır. Yer'in doğal uydusu Ay ise Yer'den 386000 km
uzakta aşağı yukarı 1.0 km/sn hızla dolanır ve dönemi yaklaşık
28 gündür. Tüm
bu söylenenler dairesel yörüngeler için doğrudur. En beri noktasında
hızı azaltarak ya da en ötede hızı artırarak eliptik yörüngeler
dairesel yapılabilir. Eğer
uydu, kuzey ya da güney doğrultusunda fırlatılırsa, kutupsal yörünge
elde edilir. Bu durumda Yer, ekseni çevresinde döndükçe uydu da
atmosfer dışında meridyen çemberleri çizmiş olur. Ay'a
ya da diğer gezegenlere araç göndermek için iyi bir zamanlama, iyi
bir yönlendirme ve iyi bir hız denetimi gerekir. Çünkü Güneş
sisteminin diğer üyeleri sürekli hareket hâlindedir ve uzayda bir
noktaya etkiyen toplam çekim kuvveti sürekli değişmektedir. Uçuş
yolunu, yerinde ve zamanında düzeltmek için roket gücü kullanılır.
Örneğin; Venüs çevresine bir yapay uydu yerleştirmek için, uydunun
hızı Venüs'ün Güneş çevresindeki hızına eşit hıza ulaşmalıdır.
Eğer yalnız yakınından geçecekse tam eşitlik gerekmez. En az enerji
gerektiren uçuş yoluna, "geçiş yörüngesi" denir ve gezegenlerin
değişen konumları göz önüne alınarak hesaplanır. Uzay
araçları görevlerine göre, yörüngede birkaç saat ya da yıllarca
kalabilirler. Uzay ortamında görevlerin yürütülebilmesi için öncelikle
güç kaynağına gereksinme vardır. Bu güç pillerden, Güneş ya da
atom enerjisinden sağlanabilir.
Yer'deki izleme istasyonları ile uydu arasındaki iletişim radyo ve
TV ile yapılır. Uydunun alıcı ve verici antenleri ile izleyici antenler
biribirini tam görmelidir. Uydular sürekli bağlantıda olmayabilirler. Bir
uydu, uzayda kendi üç ekseninden biri ya da hepsi çevresinde dönebilir.
Dönmeyi dengelemek için çeşitli yöntemler kullanılır ve aracın
her zaman aynı yönde durması, jiroskoplarla sağlanır. Yöneltme
ise, araçtaki alıcı aygıtları; Güneş, gezegen ya da bir yıldız
gibi gözlenecek cisme tam olarak doğrultmak için gereklidir. Ayrıca
Yer'e bilgi gönderirken, verici Yer'e doğru çevrilmelidir. Uzay
aracı; aşırı sıcak, soğuk, X-ışınları, mikrometeorlar, vb. etkilerden
korunmalıdır. Aracın iç kısmı, elektrikli aygıtların çıkardığı
ısı ya da Güneş ısısı nedeniyle çok ısınabilir. Güneş ısısını
eşit dağıtmak için uydu döndürülebilir ya da yansıtıcılar kullanılabilir.
İnsanlı uzay araçlarında Yer'deki koşullara yakın bir ortam sağlanması
gerekir. Bunun için astronotlar çok özel elbiseler kullanma durumundadırlar.
Araçtaki roketlerin ne zaman ateşleneceği, yörüngenin ne zaman
değiştirileceği, uzaktan kumanda ile Yer istasyonundan yürütülür.Bunun
için araçta güdüm donanımı bulunmalıdır. Ay'a, gezegenlere gidişlerde
ve yumuşak inişlerde güdüm donanımı oldukça önemlidir. Uydunun denetimi ve yönetimi ile ilgili hesaplar uydudan alınan verilere dayanarak, izleme istasyonunda yapıldığı gibi uydulara gittikçe daha karmaşık özel amaçlı bilgiler konmaktadır.
Şekil 6.4: Uzay araçlarını
izlemede kullanılan bir yer istasyonu. İnsanlı
ya da insansız uzay araçlarının geri dönmesinde, frenleme roketleri
kullanılır. Saatte birkaç yüz km lik hız azalması aracın yere
doğru inmesini sağlar. Yer atmosferinin aerodinamik frenleme etkisinden
de yararlanılır. Böylece araç gittikçe artan bir eğimle yere doğru
yönelir. Ancak hava molekülleri ile sürtünmeden ileri gelen çabuk
şiddetli ısınma, eğer gerekli önlem alınmazsa, aracın akkorlaşıp
yanmasına neden olur. Özel olarak hazırlanmış plâstik koruyucu
madde erir, buharlaşır ve böylece dış gövdenin ısısını alır.
Bu koruyucu altındaki yalıtkan tabaka ise aracın içini katlanılabilir
ısı düzeyinde tutar. Başarılı dönüş için atmosfere giriş açısı çok önemlidir. Yerin ufkuna göre bu açı 5 ile 7 derece arasında tutulur. Atmosfere giriş hızlı olduğundan (Apollo Komuta Modülünün hızı yaklaşık 40000 km/saat idi.), açı çok düşük ise araç atmosferden sekip uzaya gider; açı çok fazla ise yani iniş dik ise, ısı koruyucu tabakası yüksek ısıya, astronotlar ve araç da yüksek g ye (ivmeye ) dayanamaz. ABD araçları paraşütle denize iner, helikopter ve gemilerle kurtarılır. Bazen küçük uzay araçları uçakla havada yakalanarak kurtarılır. Sovyet astronatları (kozmonot) paraşütle karaya inmektedir. Ay gibi atmosfersiz cisimlere, hava frenlemesi olmadığından, yumuşak inişler roketlerle yapılır. Yüzeye yakınlık radarla belirlenir. Venüs ve Mars gibi atmosferli cisimlere geçmişte yumuşak inişler yapıldı, hava frenlemesinden (ve paraşütten) yararlanıldı. Mars atmosferi ince olduğundan atmosferik frenleme yetersiz kalmaktadır. Venüs atmosferi kalın ve yüzeyi çok sıcak olduğundan, bu ısıya dayanıklı malzeme kullanmak gerekmektedir. |