4.6.2 Yıldızların Oluşumu
Yıldız oluşumunda ilk adım kendi kütle çekimi altında dağılmadan durabilen yoğun yıldızlararası karanlık molekül bulutlarının varlığıdır,
bunların nasıl oluştuğu pek bilinmiyor. Oluşum nedeni her ne ise, yüzlerce, hatta yüzbinlerce güneş kütlesine denk madde içeren, onlarca ışık yılı
genişliğinde kendi kütle çekimi altında bir arada duran bir bulut alalım. Bulut her yerde aynı sıcaklıkta ve yoğunluktadır (yaklaşık 10 K , 109 parçacık/ m3). Kütle çekimi her zaman olduğu gibi maddeyi bir araya toplamaya çalışır. Bulutun tümüyle çökmesini iç hareketler, dönme, belki de zayıf manyetik alan önler. Fakat bulut, ayrıntıları çok iyi bilinmeyen nedenlerle kararsızlaşır ve kendi kütle çekimi altına çökmeye başlar; süreç ilerledikçe bulut daha küçük parçalara bölünür, yoğunluk yeteri kadar yükselince bölünme durur; her bir parçaya bölüntü diyelim. Bu bölüntülerin her biri kendi merkezine doğru çökecek, merkez giderek ısınacak ve sonunda özekte çekirdek birleşme (füzyon) tepkimeleri başlayacak ve bir kaç on milyon yıl içinde bir yıldıza dönüşecektir. Bölüntülerin meydana gelme koşullarına bağlı olarak, büyük kütleli onlarca yıldız, ya da güneşten daha büyük ve daha küçük binlerce yıldızdan oluşan bir yıldız kümesi bu şekilde oluşur. Yıldızların tek başına oluştuğuna ilişkin bir kanıt yoktur. Yıldızların çoğu, belki de hepsi, bu şekilde çoklu gruplar halinde oluşurlar. Tek başına ve diğer yıldızlardan uzak olan Güneş belki de başka yıldızın ya da büyük bir molekül bulutun etkisiyle doğum evinden uzaklaşmıştır.
Şekil 4.24. Orion Bulutsusunda Hubbel Uzay Teleskopu ile çekilen önyıldızların çevresindeki diskler. Sağ üstteki disk yandan görüldüğü için diskteki toz önyıldızı gizlemektedir. Disklerin boyutları güneş dizgemizin çapının iki ile sekiz katı arasında değişmektedir. Disklerde gezegen sistemlerinin oluşması söz konusudur: 30 Mayıs 2011 itibariyle yakın yıldızların çevresinde 552 gezegen bulunmuştur. Yıldızın doğum süreçleri ya da gezegen oluşumu doğrudan gözlenemez ancak kırmızıötesi ve milimetre dalgaboylarındaki gözlemlerle algılanabilir; madde yıldızda toplandıktan ya da çevreye dağıldıktan sonra yıldız kendini gösterir.
Başlangıçta önyıldız soğuk ve çok büyük olduğu için H-R diyagramında sağ-yukarıdadır. Yıldız çöktükçe hacmi küçülür ve ısınır; ideal gaz yasasına göre içeride basınç artar: pV = nRT, burada p basınç (paskal), V hacim ( metre küp), n gazın mol sayısı, R gaz sabiti (8.3145 J/(mol K)), T de sıcaklıktır (Kelvin). (Önyıldızı içinde saklayan bir kap yok ancak kütle çekimi bir kap gibi görev yapar). Basınç birikince dışa doğru basınç içe doğru kütle çekimini dengelemeye başlar. Büzülme yavaşlar ancak özeğin sıcaklığı yüzeyden salınan enerji karşılamaya yetinceye kadar devam eder. Gaz ve tozun sıkışması ile yoğunluk artıp sıcaklık 15 milyon derece yöresine ulaşınca, merkezde basınç çok yükselir. Elektronlar atomlarından –çoğunlukla hidrojen- sökülür ve plazma oluşur. Büzülme devam eder ve plazmadaki atom çekirdekleri giderek daha hızlı hareket eder. Sonunda birbirlerine öyle hızlı yaklaşırlar ki protonları arasındaki itici elektrik kuvvetini yenerler ve birleşirler.
Buna birleşme (füzyon) tepkimesi denir. Bu tepkimede 4 proton (yani 4 hidrojen çekirdeği) birleşip bir helyum çekirdeği oluşturur. 4 protonun
toplam kütlesi bir helyum atomundan daha fazla olduğu için aradaki kütle farkı E = mc2 Einstein formülüne göre enerjiye dönüşür.
Bu tepkime yıldız özeğinde büyük enerji açığa çıkarır. Bu enerji özekten dışarıya yayılır, bu da gaz içinde dışa doğru basınç oluşturur,
Dışarıya doğru olan gaz ve ışınım basıncı içe doğru olan kütle çekimini tam dengeler. Açığa çıkan enerji gaz ve toz topunun dış katmanlarına
ulaştıktan sonra elektromanyetik ışınım olarak uzaya yayılır. Artık bu gaz topu bir “anakol yıldızı”dır. Bu genç yıldız doğum yerinden uzaklaşacak,
bir cüce (ana kol) yıldız olarak milyarlarca yıl Samanyolu merkezi ya da kendi gökada merkezi çevresinde dolanacaktır.
Şekil 4.25. Farklı kütleli yıldızların oluşma süreleri ve anakola ulaşma yolları. Evrim yolunun şekli ve anakola ulaşma yeri kütleye bağlıdır. Bir evrim yolu üzerindeki sayılar, yıldızlararası buluttan ilgili noktaya gelinceye kadar yıl olarak geçen süredir. Anakol, özeğinde hidrojeni helyuma dönüştüren yıldızların geometrik yeridir, bir evrim yolu değildir. Anakola ulaşan yıldız artık dengededir ve yakıtını tüketinceye kadar aynı noktada kalır. |